Anlaşılıyor ki medya görevini ihmal etmiş. Maalesef, cezaevlerini, sadece Silivri sanıklarının gözüyle görmüş; onların sorunlarıyla ilgilenirken, adli suçluların durumunu, dert etmiş. Bence, “Adalet Bakanı istifa” diye yazmadan önce, meslektaşlarımız, hepimiz, özeleştiri yapmalıyız. Sadullah Ergin, bir basın toplantısı düzenledi ve Ceza İnfaz Kurumlarını insanca yaşanır hale getirmek amacıyla, 2002′den bu yana atılan adımları özetledi. Mevcut hükümet, içinde çok ağır şartlar barındıran bir yapı devralmış. Bugüne kadar, 208 cezaevi kapatılmış; önümüzdeki 5-6 yılda 197′si daha kapatılacak. Buna mukabil, toplam 50 bin mahkûmu barındırabilecek 68 cezaevi inşa edilmiş. Önümüzdeki 6 yıl içinde, toplam 108 bin kapasiteli 196 yeni cezaevi planlanıyor. Bunların bazıları tamamlanmış. Bazılarında inşaat sürüyor; kimisi ise ihale aşamasında. Görüldüğü gibi, iktidar bu konuda bazı adımlar atmış. “İstifa” demek kolay da, acaba basın mensupları kanayan yaranın sarılması hususunda gerçekleri sergilemek için gayret sarf etmişler mi? İğneyi başkasına batırmadan önce çuvaldızı kendimize batıralım. Şanlıurfa’da gencecik insanlar yanarak öldü. Elbette kendisine emanet edilen bu kişileri korumak devletin göreviydi. İktidarın sorumluluğunu inkâr ettiğim sanılmasın ama, Silivri’yle yatıp kalkan meslektaşlarıma bir çift sözüm var: Keşke, cezaevlerinin durumuna, sadece “siyasi fayda” amacıyla değil, vicdani duruş olarak eğilenler çıksaydı. Maalesef Silivri, ormanın tümünü görmeyi engelledi.
14 Ağustos 2012, Bir Yorum
20 Eylül 2012, Bir Yorum
14 Ağustos 2012, Yorum Yapılmamış
02 Ocak 2014, Yorum Yapılmamış
14 Ağustos 2012, Yorum Yapılmamış