Editör | 20 Haziran 2012 | Ekonomi A- A+
G20 Zirvesi nedeniyle Meksika’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hilton Oteli’nde düzenlenen ”Ticaret ve Yatırım” konulu B20 İş Zirvesi’ne katıldı.
Konuşmasının başında G-20 Meksika ve B-20 İş zirvelerinin, ülkeler, halklar ve tüm insanlık için yararlı sonuçlar getirmesi temennisinde bulunan Erdoğan, Türkiye’deki son ekonomik gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, son yıllarda sağladığı hızlı büyüme oranı, artan dış ticaret hacmi, sunduğu uygun yatırım ortamı ve yatırım teşvikleri ile uluslararası iş aleminin dikkatle izlediği bir ülke olduğunu ifade etti.
“TÜRK ÜRÜNLERİNİN GİRMEDİĞİ ÜLKE KALMADI”
Uygulanan etkin maliye ve para politikaları, kamu borç yapısında sağlanan iyileştirmeler ve bankacılık sisteminde likidite riskini azaltmak gibi politikalarla, Türkiye’nin küresel krizden çok sınırlı şekilde etkilendiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
”Pek çok ülke, 2008 yılından bugüne kadar devam eden ekonomik ve finansal sorunlarla hala mücadele ederken, Türkiye yeni bir yolda ilerliyor.
Ülkemiz, 2011 yılında kaydettiği yüzde 8,5 büyüme hızı, 772 milyar dolara ulaşan milli geliri, 376 milyar doları aşan dış ticaret hacmiyle bölgesinde dünyada adeta bir istikrar adası olarak dikkatleri üzerinde topladı.
Bugün dünyada Türk ürünlerinin girmediği, ülkemizin ihracat yapmadığı neredeyse hiçbir ülke kalmadı. Amacımız, bu ülkelerdeki mevcut pazar paylarımızı yükselterek, 2023 yılında dış ticaret hacmimizi, 500 milyar dolar ihracat ve 500 milyar dolar ithalat olmak üzere 1 trilyon dolara ulaştırmak. Hedeflerimize ulaşma konusunda çok önemli avantajlarımız var. Doğrudan uluslararası yatırımlarla ilgili şeffaf bir mevzuata ve bunun getirdiği bir güvenceye sahibiz. İkili ve çok taraflı kuruluş ve anlaşmaların pek çoğuna tabi olduğumuz için, uluslararası yatırımcılara, Türk yatırımcılarla eşit hak ve sorumluluklar tanıyoruz.”
Kar, sermaye ve benzeri mali değerlerin transferini tamamen serbest bırakarak, uluslararası yatırımcılara güvenli bir iş ortamı sağladıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, uluslararası yatırımcılara sağlanan yasal güvencelere ek olarak, yatırım ortamının iyileştirilmesini amaçlayan kapsamlı bir reform programını da uyguladıklarını dile getirdi.
”Bu programla, yatırımlarla ilgili her türlü yasal prosedürü sadeleştiriyor, idari ve bürokratik engelleri aşama aşama ortadan kaldırıyoruz.
Yatırım ortamı reformu çerçevesinde, Türkiye rekabet gücünü artırmak için kendine özgü bir kamu-özel sektör diyalog ve işbirliği modeli geliştirdi. Bu reform programı, iki ana platform tarafından yürütülüyor. Bunlardan biri olan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu, kamu ve özel sektörün bir araya geldiği ulusal bir platform olma işlevini görüyor. Diğer platform olan Yatırım Danışma Konseyi ise yatırım ortamının geliştirilmesi için çok uluslu yatırımcıların perspektifini çalışmalara yansıtıyor.
B-20 platformunun G-20 çalışmalarına verdiği desteğe benzer şekilde, Türk özel sektörü ve ilgili meslek kuruluşları da yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarına büyük katkı sağlıyor. Böylece özel sektörün dinamik ve çözüm odaklı yaklaşımını kamunun çalışmalarına yansıtma imkanı buluyoruz.
Reform çalışmalarının çıktılarının toplumun değişik kesimlerince daha kolay sahiplenilmesinin ve desteklenmesinin gerisinde işte bu anlayış ve mekanizma var.”
İş yapma kolaylığı..
Bütün bu gelişmeler sonucunda Türkiye’nin konuyla ilgili tüm endekslerde hızla üst sıralara tırmandığını belirten Başbakan Erdoğan, son 6 yılda Türkiye’nin, Heritage Vakfı tarafından yayınlanan ”Ekonomik Serbestlik Endeksi”nde 25 basamak, Forbes tarafından yayınlanan ”En İyi İş Yapılabilir Ülke Endeksi”nde 15 basamak, Dünya Bankası tarafından yayınlanan ”İş Yapma Kolaylığı Endeksi”nde 19 basamak yükseldiğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
”Türkiye’nin uluslararası algısında sağlanan pozitif yönlü değişim, doğrudan yatırım girişlerine de yansıdı. Ülkemiz 2002-2011 yılları arasında toplam 110,5 milyar dolar yatırım çekti. 2011 yılında gelişmekte olan ülkelerde uluslararası doğrudan yatırım akımlarında yüzde 18,5’lik yükselme olmasına rağmen, Türkiye’ye gelen uluslararası yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 76 oranında arttı. Bu durum, hiç kuşkusuz, Türkiye’nin sunduğu istikrar ve güven ortamına yatırımcıların duyduğu inancın göstergesidir.
Önümüzdeki dönemde de ekonomimizin büyüme performansını sürdürmesi ve cari açığın azaltılabilmesi için yatırım, üretim, istihdam ve ihracat politikaları arasındaki bütünlüğü titizlikle koruyacağız.
Aynı şekilde, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve Türkiye’nin yatırım yeri olarak algısının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımıza da kararlılıkla devam edeceğiz.”
Kişi başı milli gelir hedefi 25 bin dolar
B-20 İş Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2023 yılı için gerçekleştirilmesi oldukça büyük çaba gerektiren bir vizyon ortaya koyduklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, ”Hedefimiz, 2023 yılı itibarıyla dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak, yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmak, kişi başına milli gelirimizi 25 bin dolara çıkarmak” dedi.
Bu hedeflere ulaşmak için, yeni bir teşvik sistemini uygulamaya koyduklarını belirten Erdoğan, yeni sistemde, desteklerin sürelerinde ve oranlarında değişiklik yapmakla kalmayıp, bölgesel sistem kapsamında desteklenecek sektörleri de gözden geçirdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Öncelik verdiğimiz bazı yatırım konularına daha yoğun destekler sağladık. Az gelişmiş bölgelere yatırımları teşvik için ise bu bölgelerde yapılacak yatırımlara ek destekler getirdik. Ayrıca, büyük ölçekli yatırımların, stratejik yatırımların ve teknolojik dönüşümü sağlayacak faaliyetlerin desteklenmesine yönelik yeni düzenlemeler tasarladık.
Büyüme potansiyeli olan sektörlerimizin ara malı ithalat bağımlılığını azaltacak, Ar-Ge içeriği yoğun, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımları ifade eden ‘stratejik yatırım’ kavramını sisteme entegre ettik. Stratejik yatırımlar, yüzde 50’den fazlası ithalatla karşılanan ara malı veya ürünlerin üretimine yönelik belirli büyüklükteki yatırımlardan oluşuyor. Ülkemizde yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesini sağlayacak yatırımları da bu uygulama kapsamında destekliyoruz.
Yatırım ortamı reformu ve yeni yatırım teşvik sistemi, Türkiye’nin ticaret ve yatırımları kolaylaştıran, teşvik eden yaklaşımını yansıtıyor. Türkiye olarak; B-20 ticaret ve yatırım çalışma grubunun da önemle vurguladığı dünya ticaretinin çok taraflı serbestleştirilmesi, ticaret ve yatırımları kısıtlayan engellerin kaldırılması, uluslararası yatırımların büyüme, kalkınma ve istihdam açısından öneminin vurgulanması önerilerine katılıyoruz. Bununla kalmayıp, bu görüşlerin G-20 platformuna aktarılmasını da destekliyoruz.”
Kaynak: ensonhaber.com